Yükleniyor...

Okulların açılmasıyla birlikte çocukları neler bekliyor?

12 Eylül 2025

Eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla birlikte çocukların psikolojik olarak farklı şekillerde etkilenebileceğini belirten Psikolog Fatma Türkmen, bu dönemin her öğrencide farklı duygular barındırdığını ifade etti.

“Çocuklar bol bol dinlendi, oyunlar oynadı, seyahatler yapıldı. 3 aylık uzun ve keyifli bir yaz tatili dönemini geride bırakıp şimdi ise yeni bir başlangıcın zamanı geldi: Okullar açıldı!” ifadelerini kullanan Psikolog Fatma Türkmen, okula dönüşün çocuklarda yaratacağı psikolojik etkiler hakkında açıklamalarda bulundu.

 

Her yaş için okul farklıdır!

Tatilin verdiği özgürlüğün yerini yeniden düzenli bir hayata bıraktığını belirten Psikolog Fatma Türkmen şunları söyledi: “Okulun açılış dönemi her öğrencide farklı duygular barındırır. Bu süreç; okul öncesi dönemi çocuklar için sosyal hayatlarının ilk durağı, paylaşmayı, akranlarıyla ilişki kurup birlikte oyun oynadığı, farklı deneyimler kazanacağı, ilk kez kendisine bakım veren kişiden ayrılıp farklı bir bağ kuracağı, keşfedip öğreneceği eğlenceli, aynı zamanda en önemlisi kişilik ve karakterinin oluşumu açısından önemli bir yerdir.

 

Bir ilkokul çocuğu için okul; belki ilk kez bir sıraya oturacağı, yeni bir ortam, öğretmen ve arkadaşlarla tanıştığı, hem bilgi edinip hem de sorumluluk üstlendiği ve akademik hayatlarının ilk basamağını attığı dönemdir.

 

Okul, ergenliğe adım atan bir ortaokul öğrencisi için sadece derslerden ibaret olmayan; bir kimlik arayışının ve aynı zamanda sosyal ve arkadaşlık ilişkilerinin merkezi bir yer iken; liseye adım atan gençler için ise hayatlarıyla ilgili seçimler yapılan, daha yoğun akademik programların olduğu, hayallerine bir adım daha yaklaşmak ve kendi serüvenlerini oluşturmak için başarının ve hırsın iç içe olduğu bir yer anlamına gelmektedir.”

 

Oryantasyon süreci önemlidir!

Okul başlamadan önce yapılan oryantasyon sürecinin, öğrencilerin yeni eğitim ortamına uyum sağlamalarını kolaylaştıran önemli bir dönem olduğunu söyleyen Psikolog Fatma Türkmen, “Tatilde uyku düzeni bozuluyor, ekran süreleri artıyor ve ders sorumlulukları askıya alınıyor. Okula dönüşle birlikte çocuklardan tekrar disiplinli bir hayat bekleniyor. Bu geçiş sürecinde bazı öğrenciler zorlanabiliyor. Bazı öğrenciler heyecanlı ve istekli olabilirken bazıları kaygı, çekingenlik ya da tedirginlik hissedebilir. Bu duygular oldukça normaldir. Oryantasyon sürecinin amacı, öğrencinin kendini güvende hissetmesini, okul ortamını benimsemesini ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmasını desteklemektir.

 

Okulun eğlenceli ve geliştirici yönleri anlatmak, birlikte okul alışverişine çıkmak, çantasını birlikte hazırlamak gibi her yaşa uygun küçük ama etkili ritüellerle çocuğun sürece dahil edilmesi, onun okula karşı algısını değiştirir. Uykunun düzene girmesi ve ekran süresinin azaltılması da bu dönemin olmazsa olmazıdır. Bu süreçte; öğretmenlerin rehberliği, okulun yapıcı yaklaşımı ve ailelerin sabırlı, anlayışlı, kararlı ve destekleyici tutumuyla birleştiğinde çocukların okula uyumu daha kolay ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşir” dedi.

 

Sosyal medyada değil, sınıfta parla!

“Günümüzde küçük yaşlardan itibaren kullanılan telefon, sosyal medya vb. araçlar okul döneminde de bazı problemlerle karşımıza çıkabilmektedir” diyen Psikolog Fatma Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bu, gerek çocukların birbirlerine karşı yaptığı ‘akran zorbalığı’ gerekse bir ‘empati yoksunluğu’ ya da birbirine karşı ‘gösteri savaşıdır’. Sosyal medya araçlarında paylaşılan her şey maalesef ki gerçeği yansıtmamakla birlikte okula başlayan çocukları, yaşanabilecek bu durumdan kurtarabilmek siz ebeveynlerin elinde. Okula başlamak bir yarış hali değil bir gelişme yolculuğu olmalıdır -ki kimin en yeni çantası var, kimin ayakkabısı daha havalı diye bakılmamalıdır- çünkü herkesin imkanları, ailesi, yaşam şartları birbirinden çok farklıdır. Okul başlarken ihtiyaç olan tek şey pahalı ayakkabılar, gösterişli kırtasiye ürünleri, marka kıyafetler değildir.

 

Herkesin yeni bir çantası olabilir ama seni özel yapan şey aslında eşyaların değil içindeki okul sevgisi, öğrenmeye açık bir zihin, emek vermeye istekli bir tutum ve asıl önemli olan okulda öğrendiğin bilgiler senin gerçek gücündür. O yüzden yapılan okul alışverişlerinde vb. şeylerde sadece ihtiyaç olanı almanız gerektiğini, fazlasının gereksiz olduğunu çocuğunuzun yaşına göre basitçe anlatırsanız eğer, onun kendini bilmesine ve bir farkındalık oluşmasına, öz saygı ve güveninin artmasına, başkalarıyla empati kurma, sahip olduklarıyla yetinme duygularını pekiştirilmesine yardımcı olabilirsiniz.”

 

Zorbalık öğretmez, yaralar!

Akran zorbalığını, ‘Bir çocuğun başka bir çocuğa sözel, fiziksel ve psikolojik olarak sürekli kötü hissettirmesi’ olarak tanımlayan Psikolog Fatma Türkmen, son olarak şunları söyledi:

 

“Bir arkadaşının canını bilerek ve isteyerek acıtmak (fiziksel), dış görünüşüyle, yaşam tarzıyla alay etmek (sözel), dışlamak, belki farklı olduğu için sosyalleşmesine izin vermemek (psikolojik)… Zorbalığa maruz kalan kişinin kalbini kırıp, kendini değersiz, mutsuz, yalnız hissetmesine neden olup onu incitebilir. Zorbalık, bir oyun, şaka ya da takılmak değil ciddi bir sorundur. Her çocuk özeldir, saygı görmeyi ve değerli hissetmeyi hak eder. Çocuklarınızın duygularını ifade etmesine izin verir, onları ciddiye alıp dinlerseniz, zorbalığa karşı nasıl davranması gerektiği konusunda açık bir dille konuşur ve aradaki o ilişkiyi, bağı güzel bir şekilde tutarsanız o da kendisine karşı bir güven duygusu geliştirmiş olur ve bu duruma sessiz kalmaz. Böylece, zorbalığa karşı çocuğunuzu bilinçlendirmiş olursunuz. Unutmayın ki; çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmek, onu zorbalıktan korumanın en güzel yoludur.”

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller