Orta Çağ esintili çikolata kokuları…

Batı Avrupa’nın kavşak noktası Orta Çağ ve Art Nouveau mimarisiyle süslü, siyasi olarak önemli bir yere sahip Belçika’yı gelin beraber keşfe çıkalım. Tabii yazının sonunda bahsettiğim günübirlik ziyaretimiz Amsterdam’ı da unutmayalım:).

Belçika, bir masalın içindeymiş hissi veren tarihi yapıları, Orta Çağ’dan kalma taş sokakları, doğal güzellikleri ile ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Haydi gelin, Orta Çağ kentleri, romantik ve çarpıcı mimarisiyle adeta büyüleyen Belçika’nın şehirlerinde keyifli bir gezintiye çıkalım.

Belçika’da gezilecek yerler?

Sizi heyecanlandıracak Orta Çağ mimarisiyle süslü yapıları, çikolata dükkânlarının cezbedici kokuları ile gezilecek yerlere başkent Brüksel ile başlayalım.

Birçok uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapan Brüksel’de;

Grand Place (Büyük Meydan), Grand Place meydanda Unesco dünya mirası listesinde bulunan Brüksel Belediye binası, Şehir Müzesi, Les Galeries Royales Saint-Hubert, Dünyanın bugünkü modern anlamda ilk borsa binası Bourse, Belçika’nın simgesi haline gelmiş çeşmeye işeyen o meşhur çocuk heykeli "Manneken Pis" Heykeli, Manneken Pis’in civarında bulunan Çikolata Müzesi, arabalara merakınız varsa Autoworld (Araba Müzesi), Devasa atom modeli Atomium ve civarında bulunan Mini Avrupayı muhakkak görünüz. Tabii bunlarla sınırlı kalmayacak kadar gezilecek yerlerin yer aldığı Brüksel’de Kraliyet Sarayı ve Parkı, Avrupa Parlamentosu, Magritte Müzesi gibi yerleri de gezi listenize muhakkak ekleyin.

Brüksel’in tarihi sokaklarında özellikle ünlü restoranların bulunduğu caddeleri baştan sona dolaşabilir, tarihi ambiyansta yemek keyfini de gezinize güzel bir anı olarak bırakabilirsiniz.

Belçika yüz ölçümü küçük olmasına rağmen her şehri ayrı güzel olan mistik bir ülke. Bu şehirlerden en ünlüsü tabii ki Brugge. Brugge ilk günkü gibi korunan tarihiyle, parke taşları ile döşeli sokaklarıyla, göz kamaştırıcı yapıları ve en önemlisi kanalları, kanallarında yüzen kuğuları ile büyüleyici bir şehir. Her sokağında güzel fotoğraf kareleri yakalayacağınız mimariyi hissedeceğiniz görülmesi gereken şehirlerden biri. Brugge’da Markt Meydanı, Belfry Kulesi, Brugge Belediye Binası, Aziz Kan Bazilikası gibi tarihi yerleri gördükten sonra, hava şartları uygunsa kanal turunu muhakkak deneyimleyin.

Ülkenin bir diğer ünlü şehri, Gent. Keşfedilmemiş güzelliklere sahip Gent şehri, Orta Çağın ruhunu en derinlerinizde hissedeceğiniz, zamanda yolculuk yapıyor hissini tadacağınız; katedralleri ve tarihi evleri ile büyüleneceğiniz heyecanlanacağız bir diyar.

Belçika’ya kadar gitmişken vaktiniz var ise Antwerp, Ardenns, Dinant gibi şehirleri de görmenizde fayda var.

Her şehri ayrı güzellikte olan, tarihi yapısı ile sizi büyüleyen, kendisine hayran bırakan eşsiz güzellikteki Belçika’yı az ve kısa cümleler ile anlatmak istedim:).

Belçika’da ne yenir?

Yazının başlığını da fikir veren Belçika çikolatası, patates kızartması, Waffle-krep, midye, kırmızı et, Brüjp–hardal, Boulettes, Moules Frites, Carbonade flamande, Belçika yahnisi Waterzooi gibi tatları deneyimleyebilirsiniz. Zengin bira kültürüyle ünlü ülkede yüzlerce farklı türde olan Belçika birasını deneyebilirsiniz.

Kuzey’in Venedik’i Amsterdam…

Avrupa’nın kavşak noktasına kadar gelmişken günübirlik kısa bir Amsterdam turu ile yazımızı sonlandıralım. Kanallar üzerine kurulmuş olan şehir Avrupa’nın en fazla ziyaret edilen şehirlerinin başında geliyor. Diğer bir adıyla, “Özgürlükler Şehri” olarak biliniyor. Birbirinden güzel tarihi binalar ve kanallar arasında fotoğraf turuna çıkabilir, müzeleri gezebilir, gece hayatının tadını çıkarabilirsiniz. Dam Square (Dam Meydanı), Amsterdam Kraliyet Sarayı, Van Gogh Müzesi, Amsterdam Centraal İstasyonu, Damrak caddesi, De Nieuwe Kerk, Magna Plaza, Aziz Nicholas Bazilikası şehrin en ilgi çekici noktaları ve görmeniz gereken tarihi yapıları arasında yer alıyor.

Tabii buraya kadar gelmişken laleleri ile ünlü bu şehirde çiçek pazarını ziyaret edebilir, renkli çiçekler arasında güzel kareler elde edebilirsiniz. Çiçeklere merakınız varsa birçok çeşit çiçek tohumu alabilirsiniz. Çiçek pazarı civarında çeşit çeşit aromaya sahip peynirleri deneyimlemeden de dönmeyin.

Kısa bir yazıya sığdıramayacağınız kadar güzel Amsterdam ile ilgili ufak bir uyarı yapalım. Özgürlükler şehri olarak da anılan bu kentte coffee shop kavramı normal kahve içilen bir kafeden farklı. Buralarda satışı ve tüketimi yasal olan keyif verici maddeler satılıyor. Amsterdam’da neredeyse her köşe başında bir tane coffee shop var. Bu yüzden kahve, çay vs. içeceğiniz yerlere bilerek gitmenizde fayda var. Bir sonraki rotada görüşmek dileğiyle..

Sosyal Medyada Paylaş

GÜLŞAH SERT