Yükleniyor...

Ormanlar geleceğimiz…

Bu yıl Temmuz ayına yüreğimizi yakan orman yangınlarıyla girdik. Ülkemizin dört bir yanında çıkan yangınlar yalnızca ağaçları değil, geleceğimizi, oksijenimizi, evimizi yakıyor. Her yanan ağacın ardından kaybettiğimiz sadece doğa değil; çocuklarımızın temiz hava alma hakkı, kuşların yuvası, toprağın canı da yok oluyor.

Bu nedenle iklim krizinin ve orman yangınlarının yalnızca yaz aylarına özgü felaketler olmadığını, yılın her günü hatırlamamız gerektiğini düşünüyorum. Bu bilincin de küçük yaşlarda, ana sınıfından itibaren çocuklara anlatılması büyük önem taşıyor. Ağaç sevgisini, doğa dostu yaşamı ve çevre sorumluluğunu ne kadar erken anlatabilirsek, gelecekte o kadar duyarlı bireyler yetiştirebiliriz.

Yanan alanların yeniden yeşermesi için el birliğiyle fidan dikmeye, bu konuda duyarlılığı artırmaya ve kalıcı farkındalık yaratmaya ihtiyacımız var. Fidanlar sadece toprakla değil, bilinçle de büyür…

Temmuz ayı, bir yandan içimizi ısıtan yaz güneşiyle, diğer yandan sessizliğin ve dinginliğin hâkim olduğu bir geçiş zamanı… Tatil planlarının yapıldığı, şehirlerin yavaşladığı bu dönemi bir nebze de olsa dinlenmeye ve Eylül ayında başlayacak tempolu sosyal ve kültürel etkinlik dönemine hazırlık yapmaya ayırmak bir fırsat oluyor açıkçası.

Bu sayımızda emeğiyle, fikriyle, katkısıyla yer alan tüm yazarlarımıza, uzmanlarımıza ve elbette okurlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Yazın sakinliğinde bulacağımız ilham, sonbaharın dinamizmine ışık olsun…