- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr

Karanlıktan aydınlığa: Anksiyete (kaygı) nedir?
14 Mart 2025Uzman Psikolojik Danışman Murat Demir, anksiyete ya da diğer adıyla kaygı hakkında merak edilenleri anlattı. Kaygının bir koruma mekanizması olduğunu söyleyen Demir, hepimizde kaygı olduğunu ancak kaygının azlığı veya çokluğunun tüm meselenin düğüm noktası olduğunu vurguladı.
Hepimizin sıklıkla duyduğu anksiyete ya da daha bilinen ismiyle kaygı hakkında bilgi veren Uzman Psikolojik Danışman Murat Demir, “Yaşamımızda her gün yeni olaylar ve durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Olaylar değişiyor, dünya değişiyor ve dinamik olarak değişmeye devam ediyor. Haliyle bu olaylar karşısında her zaman aynı duyguları hissetmiyor ve aynı davranmıyoruz. Bazı olaylar ve durumlar karşısında yaşadığımız duygular hususunda konuşalım. Kaygı aslında bir koruma mekanizmasıdır. Özü bakımından bizim hayatımızın devamlılığı için olmazsa olmazdır” dedi.
Hepimizde kaygı muhakkak vardır
“Örneğin sizi tehdit eden bir olayla karşılaştığınızda kaygı duyarak korunursunuz” diyen Demir, şunları söyledi: “Kaygınız, sizi o yaşadığınız duruma ve olaya karşılık verecek şekilde hazırlar. Kalp atışınız hızlanır, nefes alışverişiniz hızlanır. Bu şekilde kaslarınıza ve beyninize daha çok oksijen gitmesi sağlanır. Kaza yapmaya ramak kala yaptığınız o manevrayı hatırlayın. Aslında kaygılandığınız için o manevrayı yaptınız ve kazadan kurtuldunuz. Çocuğunuzun gelecekte güzel yetişmesine yönelik bir endişeniz var. Bu kaygınız sizin çocuğunuzu daha donanımlı bir hale getirmek için yapacağınız çabanın da ön motivasyonu olmaktadır. Yani buraya kadar aslında doğal kaygı hususunda konuştuk. Burada dikkatinizi çektiğim nokta esasen var-yok değil. Kaygının ne denli olduğu...
Peki, nasıl oluyor da bizi bu denli koruyan bir şey, hastalık halini alabiliyor. Öncelikle söylemek istediğim nokta kaygı, “ Var ya da yok” meselesi değildir. Hepimizde kaygı muhakkak vardır. Ancak kaygının azlığı veya çokluğu tüm meselenin düğüm noktasıdır. Yani anksiyete bir varlık-yokluk değil derece meselesidir.”
Kaygının mevcut durum karşısında artması normaldir
“Var olan bir tehlikeye karşı kaygı duyarız, bütünlüğümüzü sağlar ve yaşamımıza devam ederiz. Ama ya ortada net bir şekilde olay yoksa ve kaygı duymaya devam ediyorsanız o zaman ne olacak dersiniz? İşte tam olarak burada bazı noktalar mühim olmaya başlıyor” ifadelerini kullanan Demir, “Eğer kişinin mevcut bir durum karşısında kaygısı artıyorsa bu gayet sağlıklı ve olması gerekendir. Bireyin herhangi bir tehlike yokken bu duyguyu hissetmesi ve bu durumun uzun sürmesi olayın en can alıcı yerini oluşturuyor. Hatta bu durum devam ederse ve tedavi edilmezse bireyin günlük hayatını da oldukça etkileyecektir. Temel bazı yaşam becerilerini dahi yerine getirmekte zorlanabilir. Endişeyi yoğun bir şekilde hisseden bireyler aslında bu durumun oldukça farkındadırlar. Ancak kendilerini teskin edemezler. Örneğin köpek gördünüz ve köpek beni ısırır mı düşüncesine girdiniz. Bu duruma korku deriz. Lakin ortada köpek yokken köpeğin ısırmasından endişe edip hayatınızı etkileyen bir duruma geldiyse buna işte kaygı deriz” açıklamasında bulundu.
Anksiyete belirtilerine dikkat edilmeli
Anksiyete belirtilerinden bahseden Demir, “Değersiz hissetmek, başkaları ile konuşmanın zor olduğuna inanmak, tanımlanamayacak bir huzursuzluk hissetmek, gergin- sıkıntılı hissetmek, hızlı nefes alıp vermek, dikkati toplayamamak, uykusuzluk çekmek, ani uyanmalar, yeme problemi, sık sık ağlama isteği anksiyetenin bazı belirtilerdendir. Bu belirtiler söz konusu olduğunda muhakkak kendimizi kontrol etmeli ve bir uzmandan yardım almalıyız. Psikoterapi veya gerektiğinde ilaç tedavisi hususunda destek istemeliyiz.
Özellikle aşırı çay ve kahve tüketiminden kaçınmalıyız ve uykumuza dikkat etmeliyiz. D vitamini değerlerinize baktırmanızı tavsiye ederim. D vitamini değerlerinin eksikliği de anksiyete için bir zemin oluşturabilir. Bilhassa kadınların D vitamini düşüşleri daha sık görülür. Bu sebeple kadınların daha sık kontrol etmesini tavsiye ederim” önerisinde bulundu.
Uzmandan destek alınmalı
Anksiyeteyi, “nedeni bilinmeyen korkular” olarak tanımlayan Demir son olarak şunları söyledi: “Nedenini bilemediğiniz, adını koyamadığınız bir his var ise ve yukarıda saymış olduğumuz belirtiler var ise profesyonel bir destek almanız tavsiye edilir. Ertelemeden, bilinçli bir şekilde farkına varmak kendinize yapılabileceğiniz büyük bir iyilik olacaktır. Hadi, bilinmeyen nedenlerden bilinenlere doğru bakalım. Karanlıkları aydınlatma zamanı.”